“Savunma ve Güvenlik Her Zaman Öncelikli Olmalı”
KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, açılış konuşmasında Türkiye’nin bölgesel ve küresel güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, “Savunma ve güvenlik konularında ülkemizin önemli bir aktör haline geldiğini unutmamalıyız. Türk Silahlı Kuvvetleri, vatan savunmasını sadece sınırlarımızda değil, sınır ötesinde de büyük bir başarıyla yürütüyor. TSK’nın her adımı, adalet ve barış getirmeye yönelik bir adımdır” ifadelerini kullandı.
Trabzon’dan Savunma Gücüne Destek
Trabzon Valisi Aziz Yıldırım ise, savunma alanındaki yeniliklere ve Hulusi Akar’ın bu süreçteki katkılarına değinerek, “Milli Savunma alanındaki büyük dönüşümü başlatan Hulusi Akar’ı Trabzon’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Trabzon, her zaman ülkesine hizmet eden bir şehir olmuştur ve savunma konusundaki bu önemli konferansla bu geleneği sürdürüyoruz” dedi.
“Savunma, Kaynaklarla Sınırlı, Ama İhtiyaçlar Sonsuz”
Konferansın ana konuşmasını yapan Hulusi Akar, savunma ve güvenlik meselelerinin kapsamının geniş olduğunu belirterek, “Bugün burada çözüm önermiyoruz, ancak savunma alanındaki temel konuları masaya yatırıyoruz. Savunma, sınırlı kaynaklarla, sonsuz ihtiyaçların karşılanmasıdır. Bu da bizim en büyük meydan okumamızdır” dedi. Akar, Türkiye’nin savunma stratejisinin sadece bölgesel değil, küresel bir perspektife de dayanması gerektiğini vurguladı.
Global Gerilimler ve Türkiye’nin Stratejik Rolü
Akar, küresel gerilimlerin arttığına dikkat çekerek, “Afrika’dan Balkanlar’a, Ukrayna’dan Filistin’e kadar birçok bölgede gerginlik devam ediyor. Bunların arkasında esasen gıda ve enerji kaynakları yer alıyor. Bu, küresel güvenlik dinamiklerini doğrudan etkileyen bir faktördür. Ayrıca, İsrail’in yürüttüğü politikalar ve bölgedeki dinsel çatışmalar da güvenliğimizi tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Türkiye’nin bu tehditlere karşı her zaman hazırlıklı olması gerektiği aşikardır” dedi.
“Tehditlere Karşı Hazırlıklı Olmalıyız”
Akar, Türkiye’nin karşılaştığı tehditleri sadece askeri anlamda değil, ekonomik ve diplomatik alanda da yönetmesi gerektiğini belirterek, “İstihbaratın yüzde 90’ı açık kaynaklardan gelir. Bu bilgilere dikkat etmek, ülkemizin savunma stratejisinin temel unsurlarından biridir. Eğer bir savaş çıkarsa, hiçbir yerden yardım gelmeyeceği varsayımıyla hareket etmeliyiz” diye ekledi. Ayrıca, Türkiye’nin savunma stratejisinin her zaman dinamik ve güncel tutulması gerektiğinin altını çizdi.
Gelecek İçin Uyarı: Hazırlıklı Olmalıyız
Akar, dünya tarihindeki büyük savaşların nasıl başladığını örnekler vererek, Türkiye’nin güvenliği için alması gereken tedbirleri sıraladı. “Geçmişte yaşanan dünya savaşları, bizlere önemli dersler sunuyor. Türkiye olarak, her zaman bu tehditlere karşı hazırlıklı olmalı, stratejik konumumuzu iyi belirlemeliyiz” dedi.
Sonuç Olarak: Beka ve Refah Dengesi
Hulusi Akar, savunma ve güvenlik politikalarının bir ülkenin beka meselesi olduğunu vurgularken, bu sürecin en büyük hedefinin hem Türkiye’nin güvenliğini sağlamak hem de halkının refahını artırmak olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin, küresel güvenlik dinamiklerine uyum sağlarken, iç ve dış tehditlere karşı da dikkatli ve hazırlıklı olması gerektiğini belirtti.