Son nefesinde Yahya Sinvar’ın elinden fırlattığı âsa’nın sırrı


Yahya’nın Asâsı

“… Firavunun ordusunu görünce Musa’nın insanları ‘şimdi mahvolduk’ dediler. Musa ‘Hayır! Eminim ki rabbim benimledir, bana bir çıkış yolu gösterecektir’ dedi. Bunun üzerine Musa’ya ‘Asân ile denize vur!7 diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı…” [Şu’ara Suresi 60-63. Ayetler]

Sonrası biliniyor. Museviliğin, Hıristiyanlığın ve İslamiyet’in kutsal kitaplarına göre, Musa’nın asâsı kavmine kurtuluş yolunu açmıştır.

Ve bugün Musa’ya bile ihanet eden zamane Firavunlarının karşısında halklara kurtuluşun yolunu açan Yahya’nın asâsıdır.

Geriye dönüp elini kaldırarak Firavunla uzlaşmaya kalkmadı Musa. Ve Yahya, asâsını fırlatarak özgürlüğün yolunu işaret etti halklara.

Kuşatılmışsanız, “Ya teslimiyet, ya mahvoluş” dayatılıyorsa tek çıkış yolunuz vardır: Elinizdeki asâ…

Kurtuluşun yolu elinizdeki asâya inanmaktan geçer. O öyle bir asâdır ki, dün denizleri ikiye ayırır ve bugün Firavunların demirden kubbesini delik deşik eder. Ve tam da bu nedenle gelmiş geçmiş bütün Firavunlar, halklara “Elinizdeki asâyı bırakın” diye emrederler. Yahya bırakmaz. Bundandır ona terörist demeleri.

Yahya’nın Asâ’sı Filistinlilerin öfkesinden ve acısından yontulmuştur. Hiçbir mucizesi yoktur. Umutlu ve Sumud’lu bir direnişten başka.

Ağırdır Yahya’nın asâsı. Mayasında Nakba’dan yadigâr anahtarlardan eritilmiş özlem olduğundan sivridir ucu, alçaklığın “Abraham Anlaşması”nı parçalayacak kadar.

Yaralıdır Yahya hem de Filistin kadar yaralıdır.

Bir kolu parçalanmıştır. Ve Lakin sağlam elinden düşürmez asâsını. Ve fırlatır Batı Uygarlığı’nın teknolojik ikiyüzlülüğünün yüzüne.

Güçlüdür Yahya’nın asâsı, bütün silahlarından emperyalizmin. Onun ateş gücü haklılığındandır ki halkların başeğmezliğine “haysiyet” der karakafalı şarklılar.

Yahya Filistinlidir. Asâsı da kurtuluş yolunun pusulasıdır. Yahyalar ve asâsını elden düşürmeyen cümle halklar kazanacaktır. Biz buna iman ederiz. Elimizde asâ oldukça, köleliğe karşı özgürlüğün zaferine imanımız tamdır. Vesselam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir