Şehir Hastanesi’nde Devlet Yolu – Millet Yolu inatlaşması devam ediyor


Hastane ve Kurum İşletici firması YDA ısrar ve inatla, altı yıl önce çevre düzenlemesi mimarisi olarak peyzajı yapılan kaldırımlara, hergün hastaneye gelen binlerce insanı yönlendirmeye çalışıyor.

Hastaneye gitmek isteyen vatandaşlar da 20 adım daha kısa olan ekolojik ve ergonomik kestirme yolu tercih ediyorlar. Her ne kadar hastane yönetimi çimlerin etrafına girilmez bandı çekse de, çimlere basmayan levhası assa da, milletin yol ederek ezip geçtiği yol vatandaşların ezici çoğunluğu tarafından tercih ediliyor. 
Bu yönelimi azaltmak için hastane yönetimi çimleri korumak ve bu kestirme kısa mesafe yolu tercih eden vatandaşlara engel olmak için bu güzergahı sık sık sulayarak milletin geçişini engellemeye çalışıyor.

Konuyla ilgili şehir planlamacı ve peyzajcılar, ‘çevre düzenlemelerinin vatandaşın keyfine bırakılmayacak kadar ince noktaları’ olduğunda ısrar ederek, milletin altı yıldır tercih ettiği yola  kaldırım yapılamayacağında görüş birliğindeler.

Konuyla ilgili fikir beyan eden tarihçiler ve sosyologlar, geçmişte sağlık hizmetlerinin ilk önce Devlet Hastaneleri eliyle, daha sonra da Millet Hastaneleri eliyle yapıldığını, bu isimlendirmelerden de anlaşılacağı gibi bu hizmet alanında yetkinin millete devredildiği kanaatinde birleşiyorlar. Milletin tercih ettiği güzergahın tercihen öncelenmesi gerektiği kanaatindeler.

Sosyal bilimci ve antrepologlar ise insanın her zaman kolay, kısa ve dolambaçsız yolu tercih etmesinin insan genetiğinde var olduğunu, bir adım dahi olsa dolambaçlı güzergahı tercih etmelerinin mümkün olmadığını ifade ediyorlar.

Emniyet ve askeri yetkililer ise her ne surette olursa olsun, devletin belirlediği çizginin korunması gerektiği kanaatindeler. Hatta milletin ısrarla ezmeye ve geçmeye çalıştıkları bu yolun, zımmen de olsa bir isyan şeklinde düşünülmesi gerektiği ve gerekirse bu çim alanın etrafına dikenli tel veya geçilemeyecek tarzda bir duvar örmek şeklinde de olsa devletin belirlediği sınırların korunması gerektiğinde birleşiyorlar.

Belediye yetkilileri ise Hastane alanı içinde kalan bu bölgenin Sağlık Bakanlığı yönetiminde olduğunu, konunun hastane yönetimi ve işletici firmanın insiyatifinde olduğu için kendilerinin bu konuda bir fikir yürütmelerinin yanlış olacağını beyan ediyorlar. Ve kendilerinin de park ve bahçelerde aynı tür problemle karşılaştıklarını, bazen park bahçe güvenlik görevlileri eliyle veya bazen de bant çekerek, vatandaşla karşı karşıya gelmeden çözmeye çalıştıklarını, çoğu zaman da akışına bıraktıklarını ifade ediyorlar.

Mimar Mühendisler Odası ise konuyla ilgili kendilerine ulaşan henüz bir talep olmadığını, eğer olursa bir ekiple üzerinde seve seve çalışacaklarını, yalnız ilk yapım esnasında peyzaj çalışmalarında mimari bir oda onayları bulunuyorsa müdahale etmelerinin mümkün olmadığını ifade ediyorlar.

Tüketiciler Birliği ise konuyla ilgili zaman zaman vatandaşın serzenişlerinin olduğunu, kamunun gerçek sahibinin millet olduğunu, milletin taleplerinin öncelenmesi gerektiğini ilk fırsatta milletin bu haklı talebini olay mahallinde basın açıklamasıyla dillendireceklerini belirtiyor.

Konuyla ilgili fikirlerine başvurduğumuz İnsan Hakları örgütleri ise, yaşlı, engelli, hamile, lohusa dahası bu yolu kullanan tüm vatandaşların hasta olduğu düşünüldüğünde bu mağdur insanlara gereksiz ve lüzumsuz yere bir adım dahi fazla attırmanın insan haklarına aykırı bir davranış olduğu konusunda birleşiyorlar ve gerekirse konuyu Avrupa Çevre Mahkemelerine taşıyacaklarını ifade ediyorlar.

Altı yıldır kronik bir hal alan ve çözümü konusunda hiçbir kurumun insiyatif almadığı ve her gün binlerce insan tarafından kullanılan bu yol sorunun nasıl çözüleceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Devletin belirlediği yolun mu yoksa milletin ayaklarıyla ezerek yaptıkları kestirme yolun mu galebe çalacağını zaman gösterecek. Biz de basın olarak olayın yakın takibindeyiz.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir