Şehrimizde bulunan ve esnaflık yapan Suriyelilerin neredeyse tamanına yakının işyerleri saldırganlar tarafından tahrip edildi. Yaşanan tahribat sonrası çoğu işyeri sahibi durumun normalleşmesine rağmen henüz işyerlerine gidip, ortamı düzeltecek cesareti bile kendinde bulamıyor. Ortamı temizleyip, hasar gören cam, çerçeve, kepenk, dolap ve tezgahını düzenlemeye girişemeyen işyeri sahiplerinin, yeni bir saldırı ihtimaline karşı bir tedirgin bekleyişi devam ediyor. Dükkan sahiplerinin ise yanan ve zarar gören işyerlerini yeniden aynı kiracıya verip vermeyeceği konusu ise ayrı bir muamma.
Yaşamış oldukları saldırı ve tahriklerle beraber, Kayseri’de kalıp kalmama, aynı işi devam ettirip ettirememe ve daha doğrusu gelecekleriyle ilgili herhangi bir karar verme noktasında ne yapacaklarına karar vermiş değiller.
En dipte kıt kanaat hayata tutunmaya çalışan ve küçük ekmek teknelerinde yaşama mücadelesi veren Suriyeli işyeri sahipleri, zar zor elde ettikleri tüm birikimlerinin bir anda saldırılarla yok edilmesi ve yerine yenisini nasıl koyacakları konusunda hiçbir destek göremiyorlar.
Çoğu Suriyeli ailelerin zorunlu olmadıkları sürece çocukları dahil sokağa çıkamadıkları Kayseri’de, Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan tarafından ‘Suriyeli kardeşlerimize uzanan elleri kırarız’ denip arka çıkılmasına rağmen, yerel yöneticilerden maalesef herhangi bir motivasyon desteğini göremiyorlar.
Fabrikalarda bağımlı olarak çalışan Suriyeliler ise bu hafta başından itibaren işlerine gitmeye başladılar. Ama gelecekleri konusunda, çalışıp çalışmayacakları, gidip gitmeyecekleri ve dahası nereye gidecekleri konusunda kafaları hiç de rahat değil.
Hatta Suriyelilerin yoğun yaşadığı sokaklar adeta bir hayalet kenti andırıyor.
Kısacası bu kentte yaşayan Suriyeliler kendilerine uzanacak bir dost elini arıyorlar.