Kayseri’nin Danışmentgazi Mahallesi’nde küçük kız çocuğunun Suriyeli biri tarafından taciz edildiği haberiyle alevlenen ve şehrimizde yaşayan tüm Suriyelilere yönelik fiili bir tepkiye dönüşen saldırgan eylemler sonucunda, bir çoğu evinden çıkamayan, işine gidemeyen hiçbir suçu olamayan Suriyelilerin tedirgin bekleyişi devam ediyor.
Bir kişinin yaptığı ahlaksızlık ve sapıklığın cezasını tüm Suriyelilere ödettirmek maksatlı yapılan saldırgan bir tutumla, işyerlerine, evlerine zarar verilen, sığındığı camilerde bile saldırıya uğrayan mazlum Suriyeli sığınmacılarla ilgili olarak tedirginliğin ve de belirsizliğin yetkili makamlar ve toplum dayanışmasıyla çözülmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor.
Önceki gün Kabine toplantısı sonrası yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kayseri’de son derece rezil bir olay üzerinden bir kaos oyunu yazıldı. Ne biz ne Suriyeli kardeşlerimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Vandallığa ve ırkçılığa boyun eğmeyeceğimizi söylemek istiyorum. Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz” diyerek olayın hassasiyetini vurguladı.
Son derece önemli olan bu değerlendirme ile ülkemiz üzerine oynanan kaos planını uygulamak için, Suriyelilerin ev ve işyerlerine saldıran saldırganlarının bir çoğunun suç dosyasının oldukça kabarık olduğu, hatta içlerinde çocuk tacizcisinden, hırsızlık ve yağmaya kadar bir çok suç kaydı bulunan insanların bu kaos planında nasıl figüranlık yaptıkları emniyet kayıtlarında ortaya çıktı.
Her türlü mala zarar verme ve saldırgan tutum sergileyenlere karşı hiçbir tepki ortaya koymayan, Suriyeli Kardeşlerimiz de bu tuzağa düşmedi.
Kayseri’de yaşanan olayların uzantısı ve tepkisi olarak sınır ötesinde ortaya konan bayrağımıza karşı yapılan menfur eylemler de kısa süre içinde hakkettikleri cevabı aldılar.
‘Bayrağımıza uzanan kirli elleri kırmasını bildiğimiz gibi, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli mazlumları, korumak, müdafa etmek ve onlara maddi manevi destek olma konusundaki kararlı tutumunu bir kez daha ortaya koydu.
Üç gündür evlerinden dışarı çıkamayan, işyerleri ve malları yağmalanan, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan, işine ve görevine gidemeyen Suriyeliler için kamu kurumları ve diyanet dahil, tüm kurum, kuruluş ve duyarlılık sahibi insanların maddi ve manevi, rehabilitasyon desteğinde bulunması, onları mahkum oldukları evlerinde ziyaret ederek destek yalnız olmadıklarını hissettirmek gerekiyor.
