Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, havaların ısınması ile birlikte ortaya çıkmaya başlayan yılanlar ile ilgili yaptığı uyarılarda, “Vatandaşlarımızın dikkat etmesi gereken en önemli kısım temizlik” dedi.
Yılanlardan korunmak için yaşam alanının temizliğinin en önemli kısım olduğunu söyleyen Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, “Yılanlar kış uykusundan uyandılar; doğanın, tabiatın da canlanması ile birlikte. Hem besin hem de üreme ihtiyaçlarını karşılamak için artık insanlarla iç içe olmaya başladılar. Hal böyle olunca da bağ evlerine giden, dere veya göl kenarlarında piknik alanlarına giden, yazlık evlerine giden insanlar artık yılanlarla da karşılaşmaya başladılar. Bunun büyük sebebi de artık o canlıların da besin bulma, gıdaya ulaşma ve aynı zamanda da üreme ihtiyaçları ile ilgili yaşamını devam ettirmeleri lazım. Burada dikkat edilecek hususlar da şöyle; aslında bizim ülkemizde 55-60 tür yılan bulunmakta ve bunların içerisinde zehirli yılanlarımız da var. Engerek türü dediğimiz yılanlar zehirlidir fakat bunların hepsine karşı da bizim antidotlarımız sağlık kuruluşlarımızda mevcuttur. Yılanlar genelde de aslında gece beslenen canlılardır. Fareler ya da diğer canlılarla beslenirler. Burada vatandaşlarımızın dikkat edeceği en önemli kısım bir kere bağ evlerine göçüldüğünde orada bir rutin temizliğin yapılması lazım kıştan yaza geçerken. Bahçelerimizde de özellikle evlerden uzak kısımlara suya ihtiyacı olduğu için canlıların su veya bir takım gıdaların bırakıldığında yılanların da evlere doğru gelişi biraz daha azaltılmış olacaktır. Bunun haricinde pencere ve kapılara sineklik gibi girişi önleyecek şekilde bir tedbir de alınabilir. Fakat tabi burada en önemli olan vatandaşlarımızın evlerindeki temizlik kısımlarına dikkat edip, besinle ilgili ihtiyaç duyulan kısımları da uzak noktalara bıraktıklarında ister istemez eve yakınlaşmasını, temasını kesmiş olacaklardır” dedi.
Ergül, ısırılma anında sakin kalarak zehrin vücuda yayılmasının azaltılacağını söyleyerek, “Bunun haricinde de piknik alanlarına gidildiğinde ister istemez orada çalılık gibi yerlerde ayakkabının haricinde özellikle çizme giyebilirler. Çünkü genelde sulak dere kenarlarında bulunan yataklar yılanların daha çok popülasyonu olan bölgelerdir. Bunlara dikkat etmeleri hem kendi sağlıkları açısından hem de oradaki doğal yaşam açısından da önem arz etmekte. Tüm bunlara rağmen ısırılma vakaları illaki oluyor. Burada önemli olan ısırılma vakalarında da tüm insanlar için en önemli kısım sakin kalmak. Bir de ister istemez sağlık kuruluşuna hemen müracaat edilecek ama ısırılan yılanın şeklinin eğer fotoğrafını çekebiliyorsak boyutunu, uzunluğunu veya renginin ne şekilde olduğunu tarif etmemiz lazım ki ona göre bir antidot yapılmış olsun. Eğer bizim ısırıldıktan sonra ulaşım imkanımız yok ise gölge bir yerde sakin kalmak lazım. Çünkü telaşla birlikte heyecanla da kalp atışlarımız hızlanmakta ve vücut adrenalin salgılamakta. Böylelikle kan vücutta daha hızlı dolaşmakta ve dolayısıyla da zehir vücuda daha hızlı yayılıyor. Fakat ne kadar sakin olursak, kan akışımız yavaşlayacağı için vücuda zehrin yayılması azalmış oluyor. Bu yüzden sağlık ekiplerinin gelmesini sakin bir şekilde beklemek lazım. Bunun dışında ulaşım imkanımız varsa en kısa sürede sağlık kuruluşuna gidip orada gerekli tarifleri yaptıktan sonra tedavi protokollerini hekimlerimiz uygulayacaktır” ifadelerini kullandı.